Bodrum Loft Hotel | Tabanlioglu Architects
Bodrum / Turkey / 2020
With reference to topography and the nature of the region, the angles of sun, winds, greenery and slopes of the terrain guided the land use of the program housing hotel, private units and social areas which are constituents of the summer resort project in Bodrum.
Integrated with the nature and aiming to welcome the sun in a controlled attitude and the breeze in the units during hot summer days, a mixture of semi-open and open spaces is the core of the design.
Architectural language blends with the unique topography, responding and reshaping it without disturbing its essential qualities. Their main concern was to provide a layout that would be suitable for a number of operational schemas in an architecturally exemplary model. Modesty has been the core of the design decision with reference to the attitude of local architecture and respecting the existing nature, supported by the use of local building material. The balances of light and shadow, vibration and tranquility, sub-rosa and communal have been practiced in the physical existence of the project.
Taking inspiration from the way neighboring old towns connect to the land and its surroundings, their relation to the human and non-human world, vernacular responses to the climatic and light conditions, settlement patterns and cultural uses of built environment that in turn, are methods to comprehend the ‘genius loci’, the design seeks to implement strategies and approaches that connects to them. The spirit of the land lives, within the layout, voids and corridors, open spaces and their relations, coastal use and overall settlement ideas.
The topography, clad with Mediterranean foliage and pine trees, defines the design, strong in architectural intentions, but yet blending perfectly within the setting and designed with certain precision. Integrated with the nature timidly and aiming to welcome the sun and the breeze in a controlled attitude in the units, especially during hot summer days, a mixture of open, semi-open and closed areas are designed. The blocks are embedded in the terrain rising to the surface quietly to capture the sea view, giving the impression of a turtle peeping through its shell.
Blending of the man-made to the natural is strengthened via the use of materials: Stones, excavated on the site, are re-purposed, in façades, pedestrian walkways, retaining walls and structural elements alike. The texture and color of the concrete is a direct result of aggregate from the site, binding the buildings more to their backgrounds. Facilities on the shore are located on the rocks, touching but not harming them, and extending to the sea.
The trees were documented, and the project is designed and revised accordingly. Open, semi open and closed areas are intertwined, creating a building that responds to the climate it is set. The rainwater is collected and utilized in the landscaping.
The project was planned to adapt to a variety of operational schemes, and frames. The materials used are locally sourced and utilized “Raw” including wood and reed, which will in turn, provides a built environment that seeks low maintenance, weathering aesthetically. The project, embedded in its setting, is inspirational in how it blends to the landscape.
*
Yerel mimari tutuma ve doğaya saygı göstererek, bölgenin doğası, topografya, %45 leri bulan eğimler, bitki örtüsünün cinsi ve konumu gibi temel nitelikleri bozmadan araziye cevap veren ve bu nitelikleri yeniden kullanmayı tercih eden mimari dilde, ilkim niteliği, güneş yönü, etkin rüzgarlar gibi verileri önceleyerek, sadelik ilkesi ve yerel yapı malzemesinin kullanımı ile desteklenen tasarım kararları çerçevesinde bir dizi operasyon şemasına karşılık verecek biçimde çözmek, projenin ana yaklaşımıdır. Dolayısıyla, programın bileşenleri olan ortak ve müstakil birimlerin ve sosyal alanların kullanımını arazi yönlendirmiştir. Sıcak yaz günlerinde, birimlerde kontrollü bir iklimlendirme ve esintiyi temin eden, güneşin direkt etkisinden korunmayı ve aynı zamanda gün ışığından etkin yararlanmayı sağlayan, yarı açık ve açık alanların dengeli bir karması olarak gelişen tasarımın odağı doğayla bütünleşmektir.
Komşu eski kasabaların kara ve çevresine bağlanma biçimlerinden, insan ve insan-dışı dünya ile ilişkileri, yerleşim örüntüleri ve yapılı çevrenin kültürel kullanımlarından ilham almaktadır. “Yerin ruhu”na saygılı tasarım stratejileri ve yaklaşımları, yerleşim düzeni, boşluklar, geçişler ve bağlantılar, açık alanlar ve mekansal ilişkiler, kıyı kullanımı ve genel yerleşim bu fikirler çerçevesinde bir yaşam alanı kurmaktadır.
Esnek kullanımlara imkan sağlayacak bu şema içerisinde, topografya ile olan ilişki özenle kurgulanmış; ölçek, mimari tasarım ve malzeme açısından, vernaküler mimarlık ve Ege yaşamından ilham alan, güncel ve çağdaş kullanımlara ve kullanıcılara açık, insan ölçeğinde bir proje olarak şekillenmesi öngörülmüştür.
Ege kıyısı karakterinde, kuzeye bakan çam ormanları ve makilerle, yelpaze şeklinde denize doğru açılan arazi üç farklı eğim ve kıyı bölgesi, sosyal merkez ve konaklama birimlerinin yer aldığı kuşakları oluşturan imar rejimi ile belirlenmiştir.
Deniz manzarasını yakalamak için, sakince yüzeye çıkan üniteler topografyanın bir uzantısı olarak konumlanır. Bu ünitelerde, yaşama/yatak odası /wc vb. birbirinden bağımsız olarak tasarlanmış, yazlık kullanıma uygun olarak açık ve yarı açık geçişlerle birbirine bağlanmıştır. Bu plan şeması mekanlar arası süprizli alanlar, farklı boyutlarda müstakil ve ortak kullanıma açık avlular ve teraslar oluşturur. Açık-kapalı alan dengesi, gölgelikli alanlar ve rüzgar koridorları oluşturarak, aktif soğutma ihtiyacını da azaltacaktır.
Belgelenen ve korunan ağaçlar ile birlikte doğal peyzajın güçlendirilmesi, yerel florada yer alan bitkilerin kullanılması; projenin denizden ve diğer koylardan, doğal yapının parçası bir yerleşim olarak algılanmasını güçlendirir. Sosyal mekanların planlamasında da tipik Ege köy yerleşimi örnek alınmıştır; ağaç çevresinde küçük meydancıklar kurgulanmıştır.
Yoğun olmayan yapılanmada, malzeme seçiminde çeşitliliğe gidilmeden, az sayıda malzemenin farklı doku, kombinasyon ve önlemlerle, değişik yüzeylerde özgün kullanılmıyla farklılaşma sağlanmıştır.
Duvar mertebesindeki kayalıklar korunmuş, imalatlarda ortaya çıkan kaya formasyonları istinat duvarlarında, beton imalatlarında agrega olarak veya oldukları halleri ile taşınarak, yaya yolu vb gibi alanlarda kullanılmıştır. Yağmur suyu toplanıp çevre düzenlemesinde kullanılmaktadır. Servis birimleri, olabildiğince zemine gömülmüş, kıyıda doğal yapıyı bozmayan, zemin üzerinde hafif geçici strüktürlerden oluşan örüntüyü elde edilmiştir.
With reference to topography and the nature of the region, the angles of sun, winds, greenery and slopes of the terrain guided the land use of the program housing hotel, private units and social areas which are constituents of the summer resort project in Bodrum. Integrated with the nature and aiming to welcome the sun in a controlled attitude and the breeze in the units during hot summer days, a mixture of semi-open and open spaces is the core of the design. Architectural language...
- Year 2020
- Work finished in 2020
- Status Completed works
- Type Hotel/Resorts
comment